Demisexuel Nedir? Aşkı Ararken Biraz da Strateji Yapmak Gerekiyor!
Aşk! O kadar karmaşık, o kadar derin ki. Kimi insanlar için bir bakış yeter, bir gülüşle kalp çarpmaya başlar. Diğerleri ise… diğerleri biraz daha dikkatli, biraz daha stratejik yaklaşır. Mesela, demisexüel olanlar! “Aşk bir duygudur, fakat bu duygunun açığa çıkabilmesi için güven gerekir.” diyecek kadar derinler. Hadi gelin, bu kavramı birlikte eğlenceli bir şekilde keşfederken, hayatımıza biraz mizah katıp herkesin aşk anlayışına farklı bir bakış açısı kazandıralım.
Demisexüellik Ne Demek?
Şimdi diyorsunuz ki, “Evet, ama demisexüel nedir?” Tam da bu noktada, hayat biraz daha ilginçleşiyor. Demisexüel, cinsel çekim hissetmek için duygusal bir bağa ihtiyaç duyan bir kişidir. Yani, “Yaa, tanıdım, sevdim, güvenim tam o zaman aşık oldum” diyebiliriz. Demiseksüeller için aşk bir ‘yavaş yemek’ gibidir. Hızlıca yemeye başlasalar da tadını tam olarak çıkarmazlar. Güven olmadan, onların ruhsal radarları aşkı algılayamaz.
Erkekler İçin Strateji, Kadınlar İçin Empati!
Şimdi, bu konuyu biraz daha mizahi bir açıdan ele alalım. Erkekler, genelde çözüm odaklıdır, değil mi? “Aşk dediğin nedir ki, bir bakışla her şey hallolur!” derler. Oysa ki demisexüeller için durum biraz daha farklı. Onlar, “Biraz süre tanıyın, kalpten kalbe bir bağ kurun, sonra o zaman görüşürüz” derler. Yani bir tür aşk stratejisi uygularlar. Mesela, bir erkek demisexüel olduğunu öğrendiğinde hemen başlar: “Hımm, o zaman demek ki üç ay içinde güven kazanmazsam işim zor!” Gözlerinde hemen bir taktiksel planın ışığı yanar.
Kadınlar ise bu durumda biraz daha empatik yaklaşır. “Ah, o da ne kadar güzel! Duygusal bağ olmadan çekim hissetmek ne kadar zor olmalı!” derler. Kadınların, bu tür duygusal derinliklere inme çabaları genelde daha doğal bir hale gelir. “Ben de çok severim, önce biraz tanıyalım, sonra zaten olacak” düşüncesi, demiseksüellerin dünyasına daha yakın bir yaklaşım olur. Hadi bakalım, kim kimi daha iyi anlayacak? Bu bir tür aşk ve strateji savaşı gibi, değil mi?
Demisexüellik ve Aşkın Hızlı ve Yavaş Tarzı
Bir de demiseksüel bireylerin ilişki dinamiklerine bakalım. Hızlı aşklar var, bir bakışla her şey çözümlenir, her şey yoluna girer. Ama demisexüeller için bu ‘hızlı aşk’ bir anlam taşımıyor. Onlar için aşık olmak, bir romandan çok daha fazla emek ister. Yavaşça, adım adım, güven oluşturarak… “İlk başta bir arkadaş olalım, sonra kim bilir?” şeklinde düşünürler.
Hatta bir demisexüel, birini beğendiklerinde bazen kendini şöyle savunabilir: “Beni yanlış anlama, seni çok seviyorum ama duygusal bağım tam değil, bir süre bekle, belki o zaman gerçekten aşk olur!” Bu noktada bir eşlikçi kadına, erkek ya da kadına şöyle bir yorum yapabilirsiniz: “Biliyorsun, hızlı aşk benim tarzım değil, ama demiseksüel bir arkadaşım var, belki ona stratejiyle bir yaklaşsın, değil mi?”
Sonuç: Herkesin Aşkı Kendine
Demiseksüellik aslında, “Birini tanıyıp güven duygusu oluşmadan aşkı hissedemem” diyenlerin hayatını çok güzel anlatıyor. Ama unutmayın, herkesin aşk anlayışı kendine! Kimisi hızla sevdiği birini bulur, kimisi ise güvenli bir liman arar. Aşk, herkesin kendi hızında, kendi tarzında bir yolculuk. Demiseksüeller içinse, bu yolculuk biraz daha yavaş, biraz daha derin.
Peki, sizce demisexüellik, bir aşk biçimi olarak sadece duygusal bağlarla mı sınırlıdır? Yoksa aslında, günümüz ilişkilerinde hızın ve yüzeysel bağlantıların artmasıyla, daha çok insanın ‘yavaşça’ aşık olmaya başladığını mı göreceğiz? Yorumlarda görüşlerinizi paylaşın, hep birlikte bu konuda sohbet edelim!